Zihin Kuramı

Zihin kuramı, bir insanın diğerlerinin duygu, düşünce, inanç ve niyetlerini anlama becerisidir. Başka bir deyişle insanlarının dünyayı başkalarının gözünden yorumlayabilme durumu, perspektif alma veya empati yeteneği olarak tanımlayabiliriz. İnsanlar karşısındaki kişinin jest ve mimik gibi gözlemlenebilir özelliklerinin ötesinde, niyet ve düşüncelerini anlamayı içeren daha karmaşık davranışlarda bulunabilirler. Bu yüzden zihin kuramı insanları diğer canlılardan ayıran en önemli özelliklerden biridir.

Zihin kuramı neden önemlidir?

İnsan sosyal bir varlıktır ve zihin kuramı, kişinin sosyal ilişkilerindeki yeterliliği açısından büyük önem taşır. Çünkü bu beceri karşımızdaki kişinin sosyal davranışını adlandırmamıza yardımcı olur. Bu şekilde diğerlerinin daha sonraki davranışlarını öngörerek sosyal ilişkimizi düzenleyici bir özellik edinmiş oluruz.

Sosyal iletişimin çocukların duygu gelişimi, benlik farkındalığı, arkadaş edinebilme, gruba dahil olma gibi birçok becerisi üzerindeki rolünü düşünecek olursak, zihin kuramı gelişimi beraberinde birçok kazanımı da getirmektedir.

Zihin kuramı gelişimi

Zihin kuramı 8-12 aydan başlayarak gelişim gösterir. 8-12 aylık bir bebeğin gülümsemesi, dil çıkarması, bir nesneyi göstermesi karşısındaki yetişkin ile iletişim kurmaya yönelik hareketlerdir. Bu gelişimi 1-1.5 yaşlarına doğru çocuğun tepki verirken annesinin yüz ifadelerini referans alması ve ona göre bir tepki oluşturması; “sevmek”, “bilmek” gibi mental durumları belirten sözcüklerin kullanılması takip eder. 2 yaşından sonra çocuklar çevresindeki insanların “neyi görebileceği” hakkında fikir sahibi olmaya başlarlar. Dolayısıyla bir kişinin bir nesneyi gördüğü zaman onun aynı zamanda da ne olduğunu bilebileceğini anladıkları bir beceride olurlar. 3 yaşına geldiklerinde ise çocuklar artık perspektif alabilme becerisini kazanmaya başlarlar. Karşılarındaki bir kişi ile ortalarında duran bir oyuncağa baktıklarında, kendisinin oyuncağın bir yüzünü, karşısındakinin ise farklı bir yüzünü görüyor olduğunu anlayabilirler. 3 yaşından itibaren, çocuklar niyetleri algılamaya başlarlar. Durumların duyguları nasıl etkileyebileceğini, bir kişinin duygularını o kişinin istek ve inançlarını göz önünde bulundurarak yorumlayabilirler. Örneğin, bir hikaye okurken, hikayede köpeğini kaybetmiş bir çocuğun, köpeğini bulmak için telaşlı olduğunu, onu merak ettiğini ve o durumun çocuğu üzdüğünü fark edebilirler. 5-6 yaşlarında ise mecaz ve ironiyi anlama gibi daha karmaşık becerileri kazanmış olurlar.

Zihin kuramı gelişimini ölçmek için en yaygın olarak kullanılan test “yanlış inanç testi”dir. Bu testi başarıyla tamamlaması için bir çocuğun başkalarının zihin süreçlerini kendi zihin sürecinden ayırabiliyor olması gerekmektedir. Testin içeriği şu şekildedir:

Testi uygulayan kişi görseller yardımıyla çocuğa bir hikaye anlatır. Hikayedeki çocuk annesinin ona verdiği çikolatayı mutfaktaki çekmeceye saklar ve daha sonra oyun oynamak için dışarıya çıkar. Annesi mutfağa geldiğinde çikolatanın orada eriyebileceğini düşünür ve çikolatayı çekmeceden alıp buzdolabına koyar. Hikayenin sonunda çocuğa şu sorular yöneltilir:

  • Hikayedeki çocuk çikolatayı ilk nereye koymuştu?
  • Peki, çikolata şimdi nerede?
  • Hikayedeki çocuk oyunu bitip mutfağa geri döndüğünde çikolatayı nerede arayacak?

Bu aşamada 4 yaşından küçük çocukların ilk iki soruyu doğru bildiği halde son soruyu yanlış yapması normaldir. Zihin kuramı gelişmemiş olduğundan hikayedeki çocuğun düşündükleri ile kendi düşündüklerini ayırt edemez. 4-5 yaşındaki çocukların artık zihin kuramları gelişmiş olup hikayedeki çocuğun zihin sürecini ayırt edebilir ve bütün soruları doğru yaparlar.

Çocuğunuzun zihin kuramı gelişimine fayda sağlayan aile içi etkileşimler nelerdir?

Anne ve babaların çocuklarıyla konuşmaları sırasında kullandıkları dil büyük ölçüde etkilidir. Yapılan çalışmalardan elde edilen sonuçlar, anne ve babaların çocuklarıyla iletişim kurarken kullandıkları cümlelerde duygu ve mental durumları bildiren kelimelere yer vermelerinin, çocuklarının zihin kuramı gelişimini olumlu yönde etkilediğini göstermektedir. Duygu ve mental durum bildiren kelimelere “üzülmek, uyumak, düşünmek, bilmek, şaşırmak, zannetmek, merak etmek, fark etmek” gibi kelimeler örnek olabilir.

Yazısız hikaye kitaplarını veya resimleri çocuğunuzla birlikte incelerken, bu kelimeleri içeren cümleler kullanmaya özen göstererek hikayeyi beraber anlatmanız çocuğunuzun zihin kuramı gelişimi için fayda sağlayacaktır. Buna benzer olarak serbest oyun zamanınızda, çocuğunuzun oyuncakları ile kurduğunuz oyunlarda, mental durum ve duygu belirten sözcük ve eylemlerin olaya dahil edilmesi çocuğunuzun gelişimi açısından önemli olacaktır.